DIR Floortime çocukların gelişimsel süreçlerini değerlendirerek, karşılıklı etkileşim yolu ile sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimlerini desteklemeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Tipik gelişim gösteren çocuklar ile doğru etkileşim kurmayı, yetişkin çocuk arasındaki duygusal bağı güçlendirmeyi ve oyun arkadaşı olmayı sağladığı gibi, farklı gelişim özelliklerine sahip çocukların bireysel özellikleri ve güçlü yönleri dikkate alınarak değerlendirilmeleri, eğitim ve terapi programlarının planlanması ve uygulanması için çeşitli disiplinlerden uzmanların kullanabileceği bir modeldir.
Otizm Spektrum Bozuklukları,Down Sendromu,Gelişimsel Bozukluklar,iletişim dil ve konuşma ile ilgili zorluklarda uygulanabilir. Gelişimsel (Developmental), Bireysel (Individual) ve Etkileşim Temelli (Relationship based) bir yaklaşım modelidir. Psikodinamik bir bakış açısı ile çocukların nörobiyolojik profillerini, gelişimsel özelliklerini ve çocuk ile etkileşimde bulunan yetişkinin bireysel özelliklerini de dikkate alarak, oyunu terapi yöntemi olarak kullanmak, eğlenirken gelişimsel hedeflere ulaşmak amaçlanır.
DIR Floortime modeli, çocuğa beceri eğitimi yolu ile hedef davranışlar ve beceriler kazandırmayı değil; sosyal, duygusal ve bilişsel kapasitenin gelişimi için gereken alt yapıyı oluşturmayı önemser. Dr.Stanley Greenspan ve Dr. Serena Wieder tarafından geliştirilmiş bu modelden aileler, uzmanlar ve eğitimciler yararlanabilirler.
Floortime Terapi Basamakları:
I. Regülasyon ve ortak dikkat,
II. Birliktelik, etkileşim sağlamak.
III. İki yönlü iletişim
IV. Ortaklaşa Sosyal Problem Çözme
V. Sembolik Düşünme, Dil Gelişimi
VI. Düşünceler arasında köprü kurma.
Floortime Terapisi Nasıl Uygulanır?
Floortime terapisi, çocuğun liderliğini takip ederek, çocuğun kendi dünyasını kabul etmesini ve terapistin onu anladığını hissetmesini amaçlar. Terapist, çocuğun anlamsız gibi görünen davranışlarının altındaki duyusal ve duygusal nedenleri inceleyerek, bu davranışların anlamlı olduğunu ve çocuğun duygusal deneyimlerini kabul ettiğini göstermeye çalışır.
Başlangıçta, terapist çocuğun duygusal düzenini sağlamaya ve onunla birlikte dikkat odaklı bir ortam oluşturmaya odaklanır. Bu sayede çocuk, terapisti kendine yakın hisseder ve kendisini ifade etmeye, oyunlarını paylaşmaya başlar. İletişim, bu bağın bir sonucu olarak gelişir ve çocuk daha fazla iletişim ve oyun paylaşma isteği duyar. Bu aşamada çocuk, terapisti taklit etmeye başlar, sesler çıkarmaya çalışır ve onunla daha fazla etkileşim kurmaya çabalar. Ayrıca, duyusal ve duygusal engelleri aşma motivasyonunu içselleştirir.
Terapi ilerledikçe, çocuğun benlik saygısı ve özgüveni artırılır, yeni deneyimler yaşaması ve fikirler üretmesi için cesaretlendirilir. Daha sonra, soyut düşünme becerilerini geliştirmeye odaklanarak terapi tamamlanır. Bu şekilde, çocuklar, çevrelerinden öğrenmeye ve uygulamaya başlarlar, tıpkı bizlerin çocuklarımıza konuşma ve becerileri öğretmediğimiz gibi, onların da bu becerileri doğal bir şekilde kazanmalarına yardımcı olunur. Bu gözlem ve kayıtlar sayesinde terapistler, çocukların ilerlemesini hızlı bir şekilde takip edebilirler.
Bilgi ve Randevu için biz sizi arayalım