Otizmde Gelişimsel Değerlendirme ve Takip (0-6 yaş)
Otizm nörolojik bir farklılık olarak kabul edilen bir durumdur. Kendini özellikle bağ kurma, iletişim, sosyal etkileşim gibi durumlarla karakterize eden nörogelişimsel bir farklılık olarak da adlandırılabilir.  Bazı tanımlarda otizm kelimesinin yanında spektrum ifadesini de görürüz. Spektrum kelimesi belirli bir aralık içinde çeşitli noktaları olan anlamına gelmektedir. O yüzden bu tanımın altında aslında adına otizm denilen fakat karşılığı birbirinden farklı olan noktalar görebiliriz. Tıpkı kuş dediğimizde aklımıza tek bir kuş gelmiyor ya da karşılığı tek bir kuşu barındırmıyorsa otizm dediğimizde de tek bir özelliği, kişiyi ya da aynılığı barındırdığını düşünmüyoruz. Bu çeşitliliğin nedeni ise hala tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak yapılan ve yapılmakta olan araştırmalar genetik faktörlerin, çevre etmenlerinin ve beyin gelişiminin birbiriyle olan ilişkisinden sıkça söz etmektedir.  Örneğin; 
  • >Ailedeki bir otizm öyküsü,
  • >Anne karnındaki bazı enfeksiyonlar,
  • >Bazı ilaçların kullanımı veya doğru olmayan kullanımları,
  • >Kimyasala maruz kalma,
  • >Prematüre doğum gibi etmenler risk faktörlerini arttırabilir,
Özellikle dikkat edilmelidir ki yukarıda belirtilen maddeler ve benzerleri “otizm yapar” ifadesiyle kullanıldığında ortaya çok yanlış sonuçlar ve bilgi kirliliği çıkmaktadır. Çünkü risk faktörü olarak belirtilen durumların getirdiği sonuçlar, otistik bireylerin günlük yaşamda azınlık tarafta kalmasının bu sebeple de gelişimsel süreçlerinde daha fazla desteğe ihtiyaç duymalarının habercisi niteliğindedir. Otizmde gelişimsel değerlendirme ve takiple asıl amaçlanan otistik bireylerin günlük yaşamda destek ihtiyaçlarına hemen eşlik etmektir.  Destek ihtiyacı yaşamın ilk yılları olan 3.yılda kendini daha belirgin bir şekilde ortaya çıkarsa da daha erken dönemde ailenin gözlem ve takibi, gelişimsel değerlendirmeler ile daha erken fark edilebilir.  Destek ihtiyaçları bireyden bireye farklılık göstermekle birlikte temeldeki ipuçları;
  • >Bebeklik ve çocukluk döneminde göz teması kurma, sosyal gülümseme ve diğer insanlarla ilişki ve bağ kurmada zorlanma,(sosyal – duygusal gelişim alanı)
  • >Kendini ifade ederken duygusal ifadeleri kullanmada zorlanma, (sosyal – duygusal gelişim alanı)
  • >Sözel iletişim, konuşma alanlarında zorlanma ve kendi gelişim basamağının gerisinde kalma, (dil gelişim alanı), 
  • >Tekrarlayıcı/stereotipik hareketler.
Bu ipuçları doğrultusunda;
  • >İlgili uzmanlardan destek alınmalı,
  • >Çocuğun destek ihtiyaçları saptanmalı,
  • >Çocuğun destek ihtiyaçları için erken müdahale programı oluşturulmalı,
  • >Çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda multidisipliner bir çalışma planlanmalı,
  • >Aile ile iş birliği yapılmalıdır. 
Ek olarak erken müdahale programları,
  • >Otistik çocukların yaşam kalitelerini daha erken dönemde arttırmaya yardımcı olmakta,
  • >Gelişimlerini destekleyecek uygun ortamları daha erken oluşturmaya olanak sağlamakta,
  • >Çocuğun bireysel ihtiyaçlarına çok daha önce ve hızlı bir şekilde yanıt vermekte önemli rol oynamaktadır.
Ve neredeyse en önemli nokta olan beyin plastisitesi veya nöral plastisite olarak da bilinen nöroplastisitenin (nöroplastisite, beynin yapısal veya fizyolojik değişikliklere uğrama yeteneğidir) çocukluk döneminde daha yüksek olduğu bilindiği için erken dönemin bu süreçteki önemi bir kez daha vurgulanmaktadır.